DÜŞÜNCE

Eleştiri Gerek de Özeleştiri Gerek Değil mi

11 Mart 2022
İktidar seçkinlerinin yönetim erki ve birbiriyle ilişkileri de yine bu güç ekseni etrafında tezahür ediyor. Asker/tüccar/medya/sanat dünyası/bilim dünyası/fikir dünyası /spor dünyası ve hatta katılımcı demokrasinin olmazsa olmazları olan sivil toplum kuruluşları bu güç ekseniyle ilişkileriyle bir konum almak zorunda kalıyor ya da zorunda hissediyor. Yönetici seçkinlerle diğer seçkinlerin ilişkileri, böyle bir süreçte ister istemez erki tahkim etmenin aracına da dönüşüyorlar.

Kalbim Karar Tutmuyor

10 Mart 2022
Sohbet ettiğiniz insandan kalbiniz etkilenir. Kendisiyle konuşmasanız bile aynı mecliste bulunduğunuz insanlardan kalbiniz etkilenir. Gözden ve kulaktan kalbe akan her şey onu etkiler ve değiştirir. Adını andığınız kimseler bile kalbinizde iz bırakır. O halde güzel insanlarla düşüp kalkmalı, güzel insanları anmalı, kalbi kirden ve isten korumaya çalışmalı... Yine de üstüne düşerek parlaklığını azaltan gölgeleri, tozları her saat değilse bile hiç olmazsa her gün silmeli, onu pırıl pırıl yapmalı...

Sezen Aksu/Vicdanla Bir Dil Kurmak

06 Mart 2022
O; çağının şahidi bir ozan olarak bu toprakların kültür tarihinde Karacaoğlan, Aşık Veysel, Neşet Ertaş gibi yerini aldı. O yerden hâlâ şarkılarıyla acılarımıza, çelişkilerimizin açtığı yaralara, vicdani muhasebelerimize ayna tutmaya devam ediyor; bizi, görmeye ve gördükten sonra da umut etmeye davet ediyor. Bize de aynaya dikkatlice bakmak, payımıza düşeni almak ve onun bu şahitliğinin altını çizmek düşüyor.

Batı'nın Bireyi Anadolu'nun Ferdi

04 Mart 2022
Batıda Kilise bireyin oluşumuna izin vermiş, ama onu kendisi ile göbekten bağlı bir şekilde oluşturmuştur. Bireyin kilisenin (ve toplumun) dışında varlığı tanınmaz. Dolayısıyla Batıda birey Kilisenin mensubu olarak kimlik (bireylik) kazanır. Buna karşılık Anadolu Mayasında birey topluma göre tanımlanmaz. O ferttir, yani kendi başına var olabilen bir bütünlüktür. Toplum fertlerden oluşur. Fert münferit (kendi başına, ayrı) olarak var olabildiği halde, birey bir sayma birimidir ve iki’ye ihtiyaç duyar. Bir ile iki arasında bir aynılık vardır, ikisi de sonuçta bir sayıdır. Böylelikle Batının anlayışına göre fert oluşmaz; kendine sürekli olarak toplum içinde yer arayan bir “bölünmeyen” olmanın ötesine geçemez. Fert ise kendi başına varolur.

Ukrayna’da “Kırmızı Pazartesi”

02 Mart 2022
Fail Rusya, yakın bir gelecekte tarihten silinircesine bir yok oluş hikâyesinden kurtulmak için böylesi bir savaşa girmek zorunda kaldı. Çar Putin’in “başka çaremiz yoktu” ifadesi savaşın tek meşruiyet gerekçesi olarak tarihe geçti. 20. yüzyılın ikinci yarısındaki ihtişamlı günlerine duyduğu özlemi Gürcistan, Kırım ve Donbass’ta göstermekten imtina etmedi. Çocuğun elindeki son oyuncakları almak istemeyen Batı bu operasyonlar karşısında vurdumduymaz kınamaların ötesine geçmedi.

28 Şubat ve 28 Şubat’ı Anmanın Anlamı

28 Şubat 2022
Devlet-toplum ilişkisindeki hiyerarşik konumlanışın aşılması, sivil siyasetin meşruiyetinin ve alanının genişlemesi, katılım ve müzakere kanallarının etkin ve işlevselleşmesi, denge-denetleme mekanizmalarının mevcudiyeti ve işlerliği, toplumun tarihsel-kültürel genetiğiyle uyumlu ve zamanın ruhunu taşıyabilen yeni bir Anayasa’nın hayata geçirilmesi gibi geniş ölçekli bir dönüşüm için kaldıraç vazifesi görebiliyorsa, bizi o yönde harekete geçirebiliyorsa anlamlıdır.

Türkülerle Bir Ömür: Mehmet Özbek

18 Şubat 2022
Mehmet Özbek ismini bilmeyen yoktur. Özellikle halk müziği tutkunlarının aşina olduğu Mehmet Özbek aynı zamanda klâsik mûsikîmizle ilgilenenlerin de çok yakından bildiği bir isimdir. Mehmet Özbek çıkınında pek çok vasfı birlikte taşıyan özel bir şahsiyet. Koro şefi, yorumcu, akademisyen, araştırmacı, derlemeci, yazar. Mûsıkîmizle ilgili yaptığı çalışmaları ve tespitleri konuştuğumuz sohbetimizde ses, çalgı ayrımına getirdiği yaklaşım dikkat çekici. Özbek şöyle diyor: “Artık günümüzde bazı çalgıların sesi elektronik olarak da üretiliyor. Yani bize ses mi lazım yoksa çalgının şekli mi lazım? Ses lâzım tabi ki. O çalgının biçimi etnografya müzesinde kalmalı.” Mehmet Özbek’i ve müzikal yaklaşımlarını sizin için konuştuk.

Siyasette Voltran'ı Oluşturmak Nereye Kadar?

17 Şubat 2022
1980'li yıllarda yapılmış ve ülkemizde de gösterildiğinde çocuklarca çok sevilmiş bir Japon çizgi filmi (anime) idi "Voltran". Voltran'ın Türkiye siyasetini ve bir kısım muhafazakâr seçmenin sosyal psikolojisini anlamakta işe yarayabileceğine düşünüyorum!

Rüya Medeniyetinin Şairi: Sezai Karakoç

16 Şubat 2022
Eski medeniyette bir heykelin karşısında onu seyredenin bütün şahsiyeti ve ruhu siliniyor, yalnız heykel ortada kalıyordu. Bir na’tın okuyucusu ve dinleyicisi ise ruhun bütün cepheleriyle uyanışına ve dirilişine, gelişmesine şahit olur. Bütün benliğiyle, ledün dünyasının havasını alır ve orada yaşar. Bir heykelin etkisi, hipnotik bir etkidir. Ona maruz kalan sanki bir medyum gibi uyutulmuştur ve ondan kurtulunca bir uykudan uyanmış ve bir kâbustan kurtulmuş gibi olur. Cadı büyüsü bozulmuş gibi. Na’tın etkisiyse bir neşvünema etkisidir. Ruhu besler, eğitir, yetiştirir ve geliştirir. Tazeler.

Sıradan Emekli Hayatı İçin Yeterli Doz Adrenalin

16 Şubat 2022
Şu güncellenme kelimesini icad edenden Allah razı olsun. Her şeyi çok sevimlileştiriyor. İngilizcesi yanılmıyorsam up to date. Bürokraside çalıştığım yıllarda duymuştum bu İngilizce kelimeyi. Eskimişliği hatırlatıyordu. Bir şeyin yenilenmesine işaret ediyordu. İngilizcesindeki u, o, a harfleri okunuşları bakımından, telaffuzdaki dil dudak diş ilişkilerini kısa sürede 3 defa değiştirdiği için havalı bir kelimeydi. Kulakta şiirsel bir tını bırakıyordu. Türkçesindeki ilk hecedeki ü sesi önce dudağı büzmekle beraber e’lerle sesi yayarak farklı da olsa tını bırakıyor kulaklarda.