DÜŞÜNCE

İnsanlık ve Günah

21 Nisan 2022
Kanaatim odur ki, günah işlemeden, insanlığının şuuruna varamaz insan. Lakin günah işlemek de bir şuur işidir. Bilinçli bir tercihtir. Aksi halde, ne günah(sızlığ)ın ne de insan(lığ)ın bir anlamı ve değeri vardır. İnsan olmak, ne yapıp ettiğinin bilincinde olmak demektir. İnsan olmak, aklını, dünyanın debdebesine, nefsinin cerbezesine kurban etmemek, ruhunu, iradesinin (sübjektif, nefsin yönlendirdiği, aklın) emrine vermemek demektir. İnsan bir kez aklı yerine iradesinin hükmü altına girmeye alıştı mı, hemen her söylem ve eylemini kendisine meşru gösterecek bir savunma mekanizmasını da harekete geçirmiş olmaktadır.

Zihni Sömürgeden Azade Olanlar El Kaldırsın

08 Nisan 2022
Aslına bakarsanız dijital dünya ile oluşturulan evrensel kitle, sömürülen toplumlar arasında bir ayrım yapmaksızın aynı politik ve kültürel söylem içinde hareket etmekte. Bu süreç toplumsal farklılıkları kolektif bilinçdışını kullanmak suretiyle ortak bir potada eritebilecek güce kavuşmuş durumda. Kitle kültürüne tutunmuş her toplum ve bireyin farklı anlayış ve kabulleniş düzeylerinde sömürü düzenine müdahil olunduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bunu yadsımak ve reddetmek yerine toplumların “kendi” olabilmesi yönünde politikalar icra edilmelidir.

İbadetlerin Bir Kısım Hikmet-i Teşriiyesine Dair

02 Nisan 2022
Belki namaz, oruç, zekât gibi ibadetler teşri kılınmamış olsaydı bile bazı yüksek seciyeli insanlar bu ibadetlerden beklenen formasyona sahip olabilirlerdi. Nitekim Allah katında yegane hak din İslâm’dan başka millet ve mezheplere mensup yüksek karakterli insanlar vardır. Bunlar ruhlarında dengeyi kurabilmişler, evrenin ritmine uyarak, fıtratlarını koruyabilmişlerdir. Fakat sayıları bir elin parmaklarını geçmez. Öyleyse insanlara fıtratlarını korumalarını, “kalubela” sözleşmesini hatırlamalarını sağlayacak temrinlere ihtiyaç vardır.

Kimliksiz Merkez ya da Sen Marjinalsin Marjinal Kal

02 Nisan 2022
Bu olayda da görüldüğü üzere mevcut siyasal partilerin hem kendi düzlemlerinde hem de sosyolojik olarak hitap ettikleri seçmen profilinde ne kadar çoğulcu bir yaklaşıma sahip oldukları da şüphelidir. Üretilen siyasal dilin bir retorik olduğunu Türk seçmeni deneye yanıla öğrenmek zorunda kalacak gibidir. Ne diyordu bir büyük düşünür; “Merkezde olmak senin neyine! Sen Marjinalsin Marjinal Kal!

Ukrayna-Rusya Çatışması ve Sınırlı Nükleer Harp

01 Nisan 2022
Bir taktik nükleer silah bugünün standartlarında küçük güçlü kabul edilse de Hiroşima'ya düşen bomba bugünün taktik silahları kalibresine denk düşmektedir: 15 kiloton. Bu bombaların her patlaması on binlerce insanın ölümü demektir, ama biz bombanın dolaysız etkileri ile değil yaydığı radyasyonun geniş coğrafyada ve uzun vadeli etkisiyle ilgileniyoruz. Ukrayna ve Belarus'ta yürütülen, kötü ihtimalle Rusya ve Batı ülkeleri içindeki kimi noktaları da hedef alabilecek bir nükleer savaş sonrası Karadeniz ve Anadolu karası yaşanılır özelliğini kaybedebilir ve sınırlı bir nükleer savaş dahi bizim için büyük felaket olabilir mi?

Kur’an’ı Tarihin Akışında Anlamak Ne Demek?

30 Mart 2022
Bu dönemi iktidar-güç ilişkileri bağlamında değerlendirecek olursak Mekke’nin eşrafı, şehir devletinde iktidardadır ve gerçekten güçlüdür; Hz. Muhammed ve taraftarları ise muhalefette ve maddi açıdan zayıf manen güçlüdür. Sonuçta maddi güç baskın çıkmış, zayıflar Mekke’den tahliye olmuştur, ancak yurduna veda edenken bilgiye dayalı güçlü bir bilinci kuşanmışlardı. Mekke devri şunu öğretmiştir: Bilgi bilinçten, bilinç pratikten önce gelir. Sonuç olarak Kur’an, vücut bulduğu ortamla sınırlıdır; lakin orada olan ve orada kalan (olmuş bitmiş tarihsellik) değil, orada olan ve buraya gelen (tekrar eden tarihsellik) bir vahiy ürünüdür. Sorun tam da bu noktada çıkıyor. Oradaki hali aktaran Kur’an’ın bugün için ne anlama geldiği, Kur’an’ın nasıl anlaşılacağı; Mushaftaki kelâmullâhtan bugüne neyin, nasıl alınacağı, kısaca onun bugüne neler verebileceği?... Müslümanlar, bunları ciddi düşünmeye başlayalı çok oldu.

Rus-Ukrayna savaşında iki farklı dünya algısı çarpışıyor

20 Mart 2022
The New York Times gazetesinde Ezra Klein'ın, 15 Mart 2022’de, Ukrayna üzerine 6 kitabın yazarı, Yale üniversitesi hocası, tarihçi Timothy Snyder ile yaptığı röportajdan bazı satır başlarını çevirdim ve röportajı değerlendirdim.

Eşek, İnsan ve Eşeklik Üzerine

17 Mart 2022
Eşekler de bazı insanlar gibi kanaatkârdır ve az yiyecekle çok iş yaparlar. Taşıyabilecekleri yükün de adeta sınırı yoktur. Bu durumu George Orwel’ın Hayvanlar Çiftliğindeki eşeği veciz bir biçimde şöyle ifade eder: “Ne iş verirseniz iki katını yaparım.” Bu söz insanoğlunun tarih boyunca başarısının sırlarından birini de ortaya koyar. Söz konusu başarı “ ne iş verilirse iki katını yapan” isimsiz kahramanların eseridir. Bu noktada emek-ücret ilişkisinin trajik diyalektiği devreye girer. Bu isimsiz, fedakar kahramanlıkların diğer yüzünde tufeyliler/asalaklar/parazitler/yüzsüzler/soytarılar vardır. Daha hazin olanı bu fedakarlıklarının yorumunun insan dilinde eşeğe referansla yapılmış olması ve emeğin aşağılamaya dönüşmesidir.

İnsanca Yaşamın Öznesi Hangi İnsandır?

13 Mart 2022
İnsan olmanın tüm değerlerin önünde ve üstünde oluşunu ahlaki ve sosyal bir hedef haline getirmek de bir çeşit inanç ve ahlak biçimidir. Pek tabii ki bu da mümkündür. Ancak burada mesajın kaynağında aynı zamanda şu ifade edilmez: “Biz yeni bir dini ya da ahlaki öğretiyiz. Ve tek kutsalımız, en büyük değerimiz, asgari müştereğimiz, idealimiz ‘insan’dır.” Bu ifade daha önce de ifade ettiğimiz gibi inanç, kültür ve ahlak anlayışlarından bağımsız ve üstte konumlandırılır. Dolayısıyla da yeni bir öğreti-inanç olma iddiasında olmaksızın tüm insanlık tarafından kabulü talep edilir.